Günümüz dünyasında ticari işletmeler gelişmeleri veya bir takım gereksinimlerini hızlı bir şekilde gidermek için borçlar almak zorunda kalmaktadır. İhtiyaçları olan bu borçlar için de ticari işletmeleri üzerinde rehinler kurma zorunluluğu da, kimi zaman, ortaya çıkmaktadır.

Bu noktada ticari işletme rehninin kapsamını belirlemek ayrı bir dikkati ve özeni gerektirmektedir. Aksi takdirde borcun ödenmesindeki bir takım sıkıntılarda rehin veren için tahammül edilemez zorluklar ortaya çıkmaktadır.

Ticari işletme ve esnaf işletmeleri üzerinde bir rehin söz konusu olacaksa veya söz konusuysa yol gösterici olacak temel mevzuat 1447 sayılı TİCARİ İŞLETME REHNİ KANUNU olacaktır.

Kanun ilk maddesinde kapsamını çizerek sadece ticaret siciline kayıtlı işletmeler için değil, esnaf ve sanatkâr sicili üzerindeki rehinlere de uygulanır nitelikte olduğunu belirtmiştir. Yani kanun A bankasından alınan kredi için rehin veren B AŞ’de olsa B manavı da olsa uygulanır niteliktedir.

Ticari işletme rehni sözleşmesinde önem arz eden hususlardan biri de diğer tarafın kim olacağıdır. Diğer bir deyimle kimin lehine ticari işletme rehni verilebileceğidir. Burada ise kapsam daha dardır. Ticari işletme rehni sadece tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseseleri kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müesseseler ve kooperatifler lehine verilebilir. Madde anlaşılır gibi olmasa da uygulamadaki örnekleri itibariyle de bankalar ve kooperatifleri ifade etmektedir. Örneğin tacirin veya esnafın arkadaşı sadece inşaat işleri yapan tacir Y’den aldığı paraya karşılık vereceği rehin ticari işletme rehni kapsamına girmeyecektir.

Tarafları kısaca özetleyecek olursak lehine rehin verilen bir banka veya özel finans kurumu ya da kooperatif olmak zorundayken rehin borçlusu herhangi tacir veya esnaf olabilir. Ancak ticari işletme rehni kurulduktan sonra lehine rehin verilen değişse bile rehin varlığını korur. Yani banka lehine verilen bir ticari işletme rehninde banka rehinli alacağını herhangi bir kişiye devrederse rehin sona ermez. Rehinli alacağı devralan lehine varlığını devam ettirir.

Kapsam:

Ticari işletme rehni kapsamını 3 temel başlığa ayırmak mümkündür. Rehin kapsamına dahil olmak zorunda olanlar, rehin kapsamından çıkarılabilecek olanlar ve rehin kapsamına dahil olamayacak olanlar.

Ticaret unvanı, işletme adı ve menkul işletme tesisatı rehin sözleşmesinin kapsamına dahil olmak zorundadır. Burada menkul işletme tesisatı işletmeye özgülenmiş ve başka sicile kayıtlı olmayan ürünleri ifade eder. Şayet başka bir sicile kayıtlı mal varsa bunun rehni ilgili sicile işlenmek suretiyle kurulan alelade bir rehindir. Yine işletmeye bağlı taşınmazların rehni de ticari işletme rehni kapsamında değildir. Taşınır işletme tesisatının rehnin kapsamında olması için rehin sözleşmesi kurulduğu anda mevcut olması gerekir. Ancak sahip olunması zorunlu değildir. Bir fabrikanın kiraladığı makinelerle üretim yapması halinde bu makineler zorunlu olarak rehnin kapsamına dahil olacaktır.

Marka, model ve lisanslar gibi sınai haklar kural olarak rehnin kapsamına girer ancak rehnin kapsamından çıkarılması mümkündür. Bu nokta çok dikkat edilmesi gereken bir husustur. Zira kişi kendisi için çok önemli olan ve değeri milyon dolarla ifade edilebilecek bir markasını rehnin kapsamından çıkarmazsa, bu markanın elinden çıkmasına katlanmak zorunda da kalabilecektir.

Bir de rehnin kapsamına istense dahi yazılamayacak olanlar var. Bunlar; kiracılık hakkı, başka bir sicile kayıtlı taşınırlar(motorlu taşıt hariç), üretilen mallar, hammadde stoku ve müşteri çevresi gibi unsurlardır. Bir tekstil fabrikasının verdiği ticari işletme rehninde fabrikanın hammaddesi rehnedilemezken, fabrikanın üretimini yapan makineleri rehnin kapsamından çıkarılamayacaktır. Yine denizde taşıma yapan bir şirketin gemileri ticari işletme rehnine konu olamaz.

Kuruluşu:

Rehin sözleşmesi ticari işletmenin veya esnaf ve sanatkâr işletmesinin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki noter tarafından düzenlenir. Ancak rehin hakkı ticaret veya esnaf ve sanatkâr siciline tescil edilmesiyle birlikte doğar. Buradaki tescil kurucu etkiye sahip olduğundan, tescil yapılmazsa rehin hakkı doğmayacaktır. Yapılan rehin sözleşmesi rehne dair unsurların tam listesini içermek zorundadır. Burada yapılacak hata rehin sözleşmesinin geçersiz olmasına neden olur.

Ya önceden kurulmuş bir rehin varsa bu durumda ne olacak? Burada da aslında çözüm basit. Rehni kurmak için önceki alacaklı izin versin diye uğraşmak gerekmeyecektir. Önce kurulan rehin sonra kurulan rehinden önde yer alacaktır. Yani rehinler arasındaki sırada tarihi eski olan daha üstte yer alacaktır.

Rehnin 3.Kişilere Etkisi:

Üzerinde ticari işletme rehni bulunan bir işletme devralınırsa rehin yeni malike karşı ileri sürülebilir. Örneğin Ahmet üzerinde ticari işletme rehni bulunan işletmesini Mehmet’e devrederse Mehmet rehnin sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır.

Ancak buradaki durum taşınır mallar üzerinde farklılık göstermektedir. Şayet bir sicile kayıtlı olmayan taşınırların(tekstil makineleri gibi), devri sicil bölgesi dışında gerçekleşirse rehnin varlığından haberdar olmayan devralana karşı rehin ileri sürülemez. İstanbul’da sicile kayıtlı fabrikası bulunan Ahmet, fabrikasına bağlı rehinli makineleri Adana’da Mehmet’e devrederse rehinden haberi olmayan Mehmet, üzerinde rehin olmadan makinelere sahip olacaktır.

Aynı sicil bölgesinde bu örnek gerçekleşseydi rehin hakkı mevcudiyetini koruyacaktı. Yani rehin hakkı tek bir ihtimalde 3.kişiyi etkilemez. O da sicil bölgesi dışında ve bir sicile kayıtlı olmayan taşınır işletme tesisatının devralınması halinde söz konusudur. Diğer tüm hallerde devralan rehne katlanmak zorunda kalacaktır.

Rehnin Son Bulması:

 “Alacağın son bulması halinde, ticari işletmenin sahibi Ticaret veya Esnaf ve Sanatkar Sicilindeki rehnin kaydının terkinini alacaklıdan istiyebilir.”

Borç ödenmesine rağmen üzerindeki rehin terkin edilmemişse, rehnin kaldırılmasını alacaklıdan isteyebilecek kişi ticari işletmenin sahibidir. Ticari işletme devredilmişse bu hak yeni sahibe ait olacaktır ve eski sahibin alacaklıdan rehnin kaldırılmasını talep yönünde bir hakkı da söz konusu olmayacaktır.

Rehnin son bulacağı ikinci ihtimal ise ticari işletme kaydının sicilden silinmesinde gündeme gelir. Bu ihtimalde sicil memuru tarafından kaydın silindiği derhal alacaklıya bildirilir. Kaydın terkin edilmesi uyuyan borcun uyanmasına neden olur ve borç muaccel hale gelir. Şayet alacaklı terkin kendisine bildirildikten sonra 2 ay içinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmazsa rehin hakkı düşer. Bundan sonra borç alelade bir borç halini alır ve borcu koruyan rehin imkânı son bulur.

Yetkili ve Görevli Mahkeme:

Taraflar arasında meydana gelecek uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri’dir. Yetki ise sicil çevresinin bulunduğu yer mahkemesidir.