İnternet Ortamında İşlenen Suçlarla ilgili Yapılacak Düzenleme Hakkında-
2012 yılında 6352 sayılı yasa ile internet üzerinden işlenen suçlar ertelenirken, şimdilerde bu haklara sınırlamanın getirileceği konuşulmaktadır. Bu durum bizce hukuki bir keyfiyet yaratmaktadır. Zira 6532 sayılı yasanın geçici 1. md. bu nitelikte işlenen düşünce suçlarına ilişkin yaptığı düzenleme ile 2011 yılının 12. ayına kadar bu yolla işlenen suçlar için soruşturma evresinde ise kamu davasının ertelenmesine kovuşturma aşamasında ise kovuşturmanın ertelenmesine, kesinleşmiş olan kararlarda infazın ertelenmesine karar verilir hükmünü içeren yasayı yürürlüğe koymuştur.
Kanun koyucu geçici m.1/1’de, herhangi bir fark gözetmeksizin ve suça gore ayırım da yapmaksızın “basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup” demek suretiyle tehdit, şantaj ve hakaret gibi suçlarını dahi yasa kapsamına almıştır.
Bugünlerde yapılacağı konuşulan düzenleme ile ise aksi bir yönde cezaların ve denetimin arttırılacağı İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanmıştır. Yasalar genel ve objektif olmak zorundadır. Belirli bir kesim ya da zümreye yönelik yapılacak hukuki düzenlemeler Anayasanın “eşitlik ilke”sine aykırılık taşır. İnternet yolu ile işlenen suçlarda düzenleme yapılacağının açıklamansı zaman bakımından manidardır. Yapılacak olan düzenlemenin 20 gündür devam eden Gezi Parkı eylemleri sırasında yoğun bir biçimde kullanılan sosyal medyaya ve onun kullanıcılarına yönelik olduğu tartışmasızdır. Kaldı ki İçişleri Bakanı bu iradesini 17.06 2013 tarihli Hürriyet Gazetesi haberinde yer alan: “Twitter olsun, gerek Facebook olsun ve gerek sosyal medyanın diğer enstrümanlarını kullanarak bunları yönlendirenlerle ilgili çalışmamız var. Daha önce İzmir’de böyle bir çalışma oldu. Şimdi diğer yerlerde de böyle bir çalışma olacak. Tabii bu konularda ayrı bir yasal düzenlemenin de yapılmasının gerektiğini biz düşünüyoruz. Bu konuda Adalet Bakanlığımızın ve ilgili bakanlıkların çalışmaları olacak. Yasal düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Hangi yalan haberin nasıl sızdırıldığını gördük. Bunlarla ilgili operasyonlarımız sürecek” diyerek iradesini açıkça beyan etmiştir.
Bu ise yapılacak düzenlemenin gelişen olaylara yönelik subjektif ve amacının sosyal medya kullanıcılarına yönelik olduğu karinesini yaratmaktadır. Yasalar Anayasa’ya ve Uluslararası Sözleşmelere uygun olarak yapılmalı ve temel hak ve özgürlüklere sınırlama getirmemelidir. Oysa ki, sadece 1 yıl önce bu yolla işlenen suçlar için af niteliğinde düzenleme getirilirken şimdilerde özgürlükleri daraltıcı düzenlemeler getirilmek istenmektedir.
Bu yönde bir yasal değişiklik yapıldığı takdirde hukuki görüşümüzü ve uygulamaların ne yönde olacağını daha sonra açıklayacağız. Hukukçu olarak görüşümüz, özgürlüklerin daraltılmaması yönünde güncel ve genel ihtiyaçlara yönelik bir düzenlemenin yapılmasıdır.