4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’muzun Aile Hukuku bölümünde düzenlenen “Boşanma” hâlihazırda var olan bir evliliğin yasal olarak sona ermesi anlamını taşımaktadır. İlgili kanunda genel ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılarak düzenlenen taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu sebepler bir sonraki yazımızda ayrıntılı olarak izah edilecek, bu çalışmamızda ise boşanma ve dava süreci hakkında bilinmesi gereken hukuki detaylara vurgu yapılacaktır.

Evlilik ancak; bahsi geçen bu sebeplerin yasadaki karşılıklarının taraflar arasında vuku bulması durumunda, anlaşmalı boşanma davası veyahut çekişmeli boşanma davası açılarak mahkeme kararı ile sona erdirilebilecektir.

Yürürlükte bulunan hukukumuzda boşanma davalarına ilişkin usul hükümleri, farklı kanunlarda kendine yer bulmak suretiyle farklı usul hükümlerine tabi kılınarak düzenlenmiş vaziyettedir. En başta 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu olmak üzere, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun gibi çeşitli kanunlarda boşanma davalarına ilişkin düzenlemeler mevcuttur.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir Şartları Nelerdir?

Tarafların;

  • Mal Paylaşımı
  • Çocuğun Velayeti
  • Nafaka
  • Tazminat vb. hususlarda anlaşmaya vararak imzaladıkları boşanma protokolünü mahkemeye sundukları dava türüne anlaşmalı boşanma davası denmektedir.

Sürece başlanması, taraflardan birinin işbu protokol ile dava açması ve diğer tarafın bu davayı kabul etmesi ile gerçekleşebileceği gibi tarafların birlikte mahkemeye başvurması şeklinde de olabilmektedir. Anlaşmalı boşanma davası genel boşanma sebeplerinin alt başlıklarından biridir. Tarafların boşanma iradelerini hâkim huzurunda açıklamaların bu dava türü için elzem olduğu rahatlıkla söylenebilir.

İşbu davaların sonuçlanma süresi çekişmeli boşanma davalarına nazaran oldukça kısadır. Çekişmeli boşanma davası sürecinde uygulanan usul hükümleri anlaşmalı boşanma davalarında uygulanmaz. Cevap dilekçeleri, tebligatların gönderilmesi, ön inceleme aşaması vb. uygulamalara anlaşmalı boşanma davalarında rastlanılmayacaktır. Mahkeme tarafından bu usul aşamaları geçilerek direkt duruşma günü verilecektir. Boşanma dilekçesinin eki olarak mahkemeye sunulacak olan boşanma protokolünde herhangi bir sorun olmaması ve tarafların duruşmada hazır bulunması durumunda işbu davalar tek celsede sonuçlanmaktadır.

Çekişmeli olarak boşanma davası açılması halinde taraflar arasında anlaşmaya varılması durumunda söz konusu davaya anlaşmalı boşanma davası olarak devam edilebilir. Anlaşmalı boşanma davalarına bakmakla görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerse ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olmaktadır.

Anlaşmalı boşanmaya dair hususların düzenlendiği Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca;  “…Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz…”

İşbu hükümle düzenleme altına alınan Anlaşmalı Boşanma davalarının şartlarına gelecek olursak;

  • Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalı ( İşbu şartın gerçekleşmemiş olması diğer şartların tespitine gerek bırakmadan davanın reddi sebebidir.)
  • Eşler birlikte başvurmalı
  • Hâkim tarafları bizzat dinlemeli
  • Boşanmaya ilişkin hususlara dair taraflar arasında mutabakat sağlanmalı ve işbu hususlar protokole bağlanmalı

Boşanmaya ilişkin hususları içeren velayet, mal paylaşımı vb. şeklindeki hususların protokolde yer almaması durumunda bu eksiklikler hâkim tarafından giderilebilecektir.

Çekişmeli Boşanma Davası Nedir?

Tarafların; mal paylaşımı, çocuğun velayeti, tazminat ve nafaka gibi hususlarda anlaşmaya varamaması durumunda, Türk Medeni Kanunu madde 166/3’da düzenlenen anlaşmalı boşanma davası hali dışında kalan her türlü duruma dayalı olarak açılabilecek dava türüne çekişmeli boşanma davası denmektedir.

Taraflardan birinin boşanmak istememesi halinde veya her iki tarafın boşanma iradesine karşılık velayet, mal paylaşımı, çocuğun velayeti gibi önem arz eden konularda mutabakat sağlanamaması halinde işbu davaya başvurulabilmektedir.

Çekişmeli boşanma davası açabilmek için, anlaşmalı boşanma davasından farklı olarak; evlilikte geçirilmiş herhangi bir süre şart söz konusu değildir. Fakat öne sürülmesi gereken bir boşanma sebebinin mevcudiyeti şarttır. Taraflar çekişmeli yargılama esnasında öne sürdükleri işbu sebepleri ispatlamakla mükelleftirler. Önü sürdüğü boşanma sebebi ile davayı açan tarafın dayandığı bu sebebi ispat edememesi durumunda davası reddedilecektir. Davayı açma girişiminde bulunan eş hem boşanma iradesinin dayanak sebebini öne sürmeli hem de karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamak durumundadır. Davayı açan tarafın öne sürdüğü sebep kendi kusurundan kaynaklanmışsa davası reddedilecektir.

Boşanmaya dair nihai kararı ve nafaka, tazminat vb. hususlardaki her türlü kararı yargılamanın sonunda hâkim verecektir. Bu hususlarda; nafaka, çocuğun velayeti, mal paylaşımı, ziynet eşyalarının hangi tarafa ait olduğu konularındaki yazılarımızı okuyarak ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

Boşanma sebepleri hususunda işbu sebepleri iddia edenin ispat yükümlülüğünü üzerinde taşıdığı çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalı boşanma davalarına nazaran çok daha uzun sürmektedir. Bahse konu uzunluğun tespiti; boşanma sebepleri, delillerin durumu, davanın açıldığı yer mahkemesi gibi hususların durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Bu sebeple ancak her dosyanın kendi özel durumuna göre tespitin mümkün olabileceğini ve işbu davaların uygulamada 2 yıla kadar sürebildiğinin görüldüğünü söyleyebiliriz.

Hangi Nedenler İle Boşanma Davası Açılabilir?

Boşanma nedenlerine ilişkin ayrıntılı bilgiye “Boşanma Sebepleri” başlıklı yazımızdan ulaşabileceğinizi belirmekle birlikte boşanma nedenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

Boşanmanın Özel Sebepleri

  • Zina
  • Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Davranış
  • Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat
  • Terk
  • Akıl Hastalığı

Boşanmanın Genel Sebepleri

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
  • Eşlerin Boşanma Konusunda Anlaşmaları
  • Ortak Hayatın Kurulamaması veya Fiili Ayrılık 

Tarafların Duruşmaya Katılması Zaruri midir?

Çekişmeli boşanma davasının bir avukat vasıtasıyla takip edilmesi durumunda tarafların duruşmaya katılma gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Fakat anlaşmalı boşanma davasında “hâkimin takdir yetkisi” şartı gereğinin yapılması çerçevesinde her iki tarafında duruşmada hazır bulunması elzemdir. Hâkim çekişmeli yargılamanın her iki tarafını da dinlemeli ve boşanma talebinin tarafların özgür iradeleri ile öne sürüldüğü konusundaki kanısını, takdir hakkını kullanarak ortaya koyabilmelidir.

Davasının bir avukat aracılığı ile yürütülmesi için bir avukata vekâlet vermemiş olan taraf ise duruşmada bizzat hazır olmalıdır. Zira iddia ve savunmalarını yapabilmesi yargılamanın gidişatı açısından gerekli ve önemli bir husustur.

Eğer davacı eş kendisini bu şekilde bir avukatla temsil ettirmediği halde duruşmaya katılmazsa dava işlemden kaldırılmaktadır. Bu durumda işbu dava 3 ay içerisinde yenilendiği takdirde en son kalınan yerden aynı şekilde devam edecektir. Yenileme yapılmaması durumunda ise işbu dava açılmamış sayılmaktadır. Davalı eş aynı şekilde avukatı olmadığı halde duruşmada hazır bulunmaz ise; dava kendisinin yokluğunda görülmeye devam edilecektir. Bu davalı için ciddi hak kayıpları yaratabilecek bir durumdur. Zira davalının kendisinin yokluğunda ika edilen işlemlere itiraz hakkı söz konusu değildir.

Eşlerden Birinin Boşanmak İstememesi Durumunda Davanın Akıbeti Ne Olur?

Bilindiği üzere; anlaşmalı boşanma davalarında bu tarz bir problem ile karşılaşmak mümkün değildir. Zira tarafların mutabakatı ile ilgili protokol çerçevesinde anlaşma sağlanarak evliliğin yasal olarak sona ermesi gerçekleşmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında ise ispat yükünün de ortaya çıkması ile birlikte çeşitli uyuşmazlıklar vuku bulabilmektedir.

Fakat bazen de taraflardan biri boşanmak istemeyebilir. İşbu durumda yaygın olarak bilinen yanlışın aksine; davacı eş karşı taraf boşanmak istemese dahi öne sürdüğü boşanma sebeplerinde haklılığın yani davasını ispatlayarak boşanabilir. Bu durumda boşanmayı istemeyen taraf çekişmeli yargılamanın neticesine etki edememekte sadece yargılamanın süresini uzatmaktadır. En nihayetinde davacı tarafın ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde hâkimin boşanmak istemeyen eşe rağmen boşanma kararını vereceği rahatlıkla söylenebilecektir.

Boşanmayı istemeyen taraf ancak davanın reddedilmesi sonucunda istediği şeyi elde edebilecektir. Zira yargılamayı uzatmak maksadıyla; tebligatlara cevap vermemek, duruşmalara gitmemek gibi eylemler içerisinde olması aksine yargılamanın daha hızlı sonuçlanmasını sağlayabilmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere davalının yokluğunda yargılamanın devam ettiği durumlar mevcuttur. Davanın reddolunması halinde ise; aynı boşanma sebebi dayanak gösterilerek 3 yıl içinde yeniden bir boşanma davası açılamayacaktır.

Boşanma Davası Açıldığı Esnada Uzaklaştırma Talep Edilebilir mi?

Uygulamada özellikle kadınların başvurmak zorunda kaldığı işbu yöntemde mahkemeden bu hususta geçici hukuki koruma talep edilebilecektir. Eşlerden birinin şiddet uygulaması, saldırısı, sözlü ve yazılı veya fiziksel yöntemlerle uyguladığı tacizi söz konusu olduğunda; saldırıda bulunan eşin diğer eşe belirli bir mesafeden fazla yaklaşmaması hususunda kararlar çıkabilmektedir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu bu konuya ilişkin düzenlemeleri ihtiva etmektedir.

Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme?

Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerse ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olmaktadır.